25 Şubat 2009 Çarşamba

KÖYLÜ VE PADİŞAH

Yıldırım Bâyezîd köyleri dolaşıyordu. Köyün birinde çok yaşlı bir adama rastladı. Bu köylü, bahçesine incecik incecik meyve fidanları dikiyordu. Yıldırım Bâyezîd yaşlı köylüye takılmak istedi:

“Baba!” dedi, “Bu fidanlar ne zaman büyüyüp de meyve verecek? Bu meyvelerden yemek sana nasîb olacak mı dersin?”
Köylü: “Hiç sanmıyorum” dedi. “Öyleyse niye kendini yorup duruyorsun?”
Köylü: “Biz atalarımızın diktiği ağaçların yemişini yemiyor muyuz? Torunlarımız da bizim diktiklerimizden yesinler.”
“Âferîn!” dedi padişah ve köylüye bir kese altın verdi.

Köylünün: “Bak sultanım! Gördün mü? Bizim fidanlarımız şimdiden yemiş verdi!” cevabı Yıldırım Bâyezîd’in çok hoşuna gitti. Köylünün sırtını sıvazlayarak bir kese altın daha verdi.
Köylü: “Fidanlar bir senede iki kere de veriyormuş sultanım!” demekten kendini alamadı.

2 yorum:

Zehra Fındıklı dedi ki...

Yayınladığınız kıssaların hepsi birbirinden güzel. Allah razı olsun..

Adsız dedi ki...

Ben de okumuştum bu kıssadan hisseyi,tekrar hatırlattığınız için çok teşekkürelr